12 Ekim 2012

Yalnızlar Kulübü


Küçük sahneleri her zaman çok sevmişimdir. 
Seyirciyi çabucak kavrayıp oyunun içine çeker küçük sahneler… 

ikincikat da böyle bir yer. 
Gelelim ikincikat ile tanışmama vesile olan ilk oyuna:

Yalnızlar Kulübü. 


Oyun tam bir dar mekân oyunu. Karakterlere ne kadar yakınsanız, o kadar onlardan biri oluyorsunuz sanki. “Hayat Ritmini Bul” kursunda bir hoca ve 5 kursiyer var. Oyunun başında bir an kursiyerlerden birisiniz ve konuşma sırası size de gelebilir gibi hissedip, sonlara doğru onlardan biri olduğunuzu görmeniz hayli olası...

Histerik, paranoyak ve depresif ruh halleri içinde, sosyal problemleri olan kursiyerlerin başkalarına ve kendilerine söyledikleri yalanlarla dolu hayat hikâyeleri bu kursta kesişiyor ve yol herkesi yalnızlığın kucağına götürüp yanlarına bir de yoldaş bırakıyor: Yüzleşme. 

Yazıp yöneten Sami Berat Marçalı, oyuncular Hasibe Eren (Demet Hoca), Pınar Çağlar Gençtürk (Buse), Tevfik Şahin (Nazım), Heves Duygu Tüzün (Emel), Güçlü Yalçıner (Kerem) ve Bedir Bedir (Mehmet) aldıkları alkışı sonuna kadar hak ediyor. 

Daha fazla detay vererek tadını kaçırmamak adına, oyunu “Seyredilecekler” listenize not almanızı salık vererek yazıyı burada noktalıyorum.

“Sonra her şey çok daha güzel olacak.”





7 Ekim 2012

Beyoğlu'nun Arka Yakası

Şerif Gören’in Beyoğlu’nun Arka Yakası filmine tesadüfen internette rastladım.

Karısıyla kavga eden memur Haydar (Tarık Akan) kafa dağıtmak için kendini Beyoğlu’nun tekinsiz, karmaşık sokaklarına atar. Aynı anda bir film ekibi Beyoğlu’nu anlatan yarı belgesel bir film çekmektedir. Maaşını yeni çekmiş olan memur Haydar’ın yolu kadın satıcısı Disko Çarli (Erdal Özyağcılar), konsomatris Zümrüt (Oya Aydoğan) ve Beyoğlu’nun bin bir türlü insanıyla kesişecektir…



Yıl 1986... Fonda Küçük Ceylan, Seni Sevmeyen Ölsün’ü söylerken, film 80’lerin son yıllarındaki Beyoğlu gece hayatına ışık tutuyor. Vizyonda Top Gun var ve fahişesinden travestisine seks işçilerinin hayatlarına ve jargonuna tanıklık ediyoruz. Galata Kulesi’ni, meşhur Markiz Pastanesi’ni, St. Antuan Kilisesi ve Kocaağa Camii’yi, caddeleri sokakları görüyor, George Michael’in Careless Whisper’ini, Tanrı İstemezse’yi, Ümit Besen’in I Love You’sunu duyuyoruz.

Gazino hayatı, genelev manzaraları, izbe oteller, müşteriler, sokak çocukları, hapçılar, polisler, satıcılar, içenler, kediler, rakı, bira, viski, Marlboro, yokuş sokaklar derken semtin karanlık yüzünü kâh sinemacıların kâh memur Haydar’ın gözünden görme fırsatı veriyor bize Şerif Gören…


12 Eylül 2012

Meral Okay'dan Geriye Kalan: Daha Az Muhteşem Yüzyıl

Dizi sezonu açıldı.
Reytingi cepte olanlardan bir tanesi tabii ki Muhteşem Yüzyıl.
Bakalım rahmetli Meral Okay'ın ardından ne hale gelmiş diye yeni sezonun ilk bölümüne bir göz attım.

Başarılı oyunculuklar, kaliteli seslendirme ve zayıf görsel efektler dışında Meral'in yokluğu hemen anlaşılıyor. O ruhu okşayan aşk cümleleri, o insanı korkutan hırs dolu büyük laflar yok.
Meral "benden sonra diziyi devam ettirmeyin" diye vasiyet etmesine rağmen kalemi devralan  Yılmaz Şahin hikayeyi nasıl akıtacak bilinmez ama diyalogların kilo verdiği ortada. Meral Okay'ın insani ve edebi cümlelerinin lezzeti ve tahmin edilebilir bile olsa heyecan yaratan senaryo ters köşeleri uçup gitmiş.

Bütün bir sezon saray kadınlarının kedi köpek gibi dalaşmasını vereceklerse de bir anlamı kalmayacak dizinin... Yılmaz Şahin alnının akıyla projeyi bitirebilirse takdirleri toplayacak. Bitiremezse de Yalan Rüzgarı'na döndürdüğü Kavak Yelleri'nin gazabı peşini bırakmamış ve tarih tekerrür etmiş olacak. Nitekim Muhteşem Yüzyıl'dan da Yalan Rüzgarı kokuları gelmiyor değil.

30 Ağustos 2012

Kuşlar...

İnternetten bulduğum görselleri kesip biçmeyi, onlarla oynamayı seviyorum.
Resimdeki hiçbir şey bana ait değil ancak kafesteki kuşları sevdim ve onları evirip çevirdim, rengiyle ışığıyla vesairesiyle oynadım.
Nihai halini ortaya ben çıkardım.
Bu durumda bu resim ne kadar bana ait ya da değil bilemiyorum.
(Bence bana ait değil...)
Dursun buracıkta...
Belki biri beğenir Twitter'ına arkaplan yapar benim yaptığım gibi ya da evirir çevirir, bi' şey yapar...
Dursun işte...


26 Ağustos 2012

Benim Annem Bir Postmodern

Hayat, sanata bulaşmak için sebeplerle dolu, bazen bile isteye, bazense spontane...

Örneğin annem... Plastik çiçeğinin vazosu kırılmasaydı, evin bir köşesinde durmakta olan "Absolut Disco" şişesini vazoya dönüştürüp, minyatür disko topunu da yanına koyarak dantel örtü üstünde böyle bir postmodern kompozisyon oluşturmayacaktı...

Misafir Odasından Postmodern Tınılar - Annem, Ağustos 2012

13 Temmuz 2012

6 Adımda Daha İyi Diş Fırçalamak

Kimilerinin dişleri fırçalamasa da beyazdır, kimilerininki ise doğuştan sarıdır fakat şu bir gerçek ki fırçalanan dişler, fırçalanmayan dişlerden her zaman daha iyi bir renge sahiptir ve elbette ki daha sağlıklıdır.
Kısaca:

  • Bütün diş macunları dişleri temizler, bazıları daha çok temizler. 
  • Bütün diş fırçalarıyla diş fırçalanır ancak en zararsızı en yumuşak olanıdır.

Peki, "Dişimizden tırnağımızdan artırıp, diş fırçalamaya ayırdığımız 2 dakikayı nasıl en iyi şekilde değerlendiririz?" derseniz, buyrun görsele...


İşte bu kadar.
Hadi günde 2 kere yapamadınız diyelim, en azından bir kere yapabilirsiniz.
Bir kere fırçalamak, hiç fırçalamamaktan iyidir.

"Dil" fırçalamaya gelince... Fazla gırtlağa götürürseniz öğürebilir, kusabilirsiniz ama dildeki kalıntıların ağız kokusunu tetiklediği gerçeğini düşünün ve seyrek de olsa dilinizi fırçalamaya çalışın.

Ne kadar da dişe dokunur bir yazı oldu bu böyle!

3 Haziran 2012

Yurtta Kürtaj, Dünyada Kürtaj

Ülkelerine göre kürtajın yasal durumu: ██ Yasal; istenildiğinde mevcut. ██ Irza geçme, annenin hayatına tehlike, bedensel sağlık ya da ruh sağlığı sorunları, sosyoekonomik faktörler ve/veya fetüs bozukluğu durumlarında yasal. ██ Irza geçme, annenin hayatına tehlike, bedensel sağlık ya da ruh sağlığı sorunları ve/veya fetüs bozukluğu durumları haricinde yasadışı. ██ Irza geçme, annenin hayatına tehlike ve/veya bedensel sağlık ya da ruh sağlığı sorunları haricinde yasadışı. ██ Annenin hayatına tehlike ve/veya bedensel sağlık ya da ruh sağlığı sorunları haricinde yasadışı. ██ İstisnasızca yasadışı. ██ Bölgeye göre değişir. ██ Bilgi yok.

Son tartışmalar doğrultusunda dünya kürtaja nasıl bakıyor, kürtaj hangi durumlarda yasal, dünya ülkelerinin kürtaja karşı olan yasal tutumları nedir deyip, kabaca bir araştırma yaptım. Türkiye’de 1983’te kabul edilmiş kanun, gebeliğin ilk 10 haftası içinde kürtaja izin veriyor. 10 haftayı geçen sürelerde ise kürtaj için annenin hayati tehlikesinin olması, fetüsün sağlıksız olması gibi sebeplerle beraber iki doktorun imzalayacağı bir sağlık kurulu raporu isteniyor. Kıtalar ve ülkeler bazında kürtaj ile ilgili edindiğim bazı bilgiler ise şöyle:

Kuzey Amerika
Kanada:
1988’den bu yana Kanada Yüksek Mahkemesi kürtaj kısıtlamalarını anayasaya aykırı bulduğu için, hamileliğin herhangi bir aşamasında, herhangi bir nedenle kürtajı yasal kıldı.

Meksika:
Eyaletten eyalete değişse de, bazı eyaletlerde annenin hayatı ve beden sağlığı tehlikedeyse, fetal anomali ihtimali taşıyan gebeliklerde ve tecavüz vakalarında kürtaj hakkı tanınıyor. Mexico City, 2007’de hamileliğin ilk 12. haftasında kürtajı yasallaştıran Meksida’ki ilk belediye oldu.

Latin Amerika
Brezilya: Anne hayatının tehlikede olduğu durumlarda ya da gebeliğin ensest / tecavüz sebebiyle oluştuğunun resmi olarak kanıtlanması durumunda kürtaj yasal. Birçok kadın bu yüzden kendi kendileri yasadışı bir şekilde, ilaçla düşük yapıyor ve berbat düşüklerin sonucunda hastaneye kaldırılıyor.

Şili: 1967’de Şili Sağlık Kanunu, annenin hayatının sözkonusu olması şartıyla kürtajı yasal kıldı. 1989’da kürtaj her koşulda yasadışı ilan edildi. 2006’da 14 yaş ve altı kadınlara ertesi gün hapı kullanma izni getirdi ancak 2008’de Şili Anayasa Mahkemesi bu düzenlemeyi askıya aldı.

Kolombiya: 2006’ya kadar kürtaj her koşulda yasaktı. Yüksek mahkeme kürtajı tecavüz veya ensest vakaları, anne hayatının veya beden sağlığının tehlikede olduğu durumlar için yasal kıldığında ise kürtaj karşıtlaru durumu prtoesto etti, ancak düzenleme devam etmekte. Bazı bilgilere göre 300.000’den fazla yasadışı kürtaj yapılıyor ve yasadışı kürtaj anne ölümlerinde önde gelen sebepler sıralamasında 3. sırada.

El Salvador: Her durumda, doktorun gerekli görmesi durumunda bile kürtaj yasak ve hükümet bu yasağı güçlü bir biçimde yürütüyor.

Nikaragua: 2006’dan beri kürtaj her durumda yasak. Onun öncesinde ise tecavüz ve annenin sağlığının tehlikede olduğu konusunda 3 doktorun hemfikir olması koşulu vardı. Sağlık uzmanları yılda 30.000’den fazla yasadışı kürtaj yapıldığını belirtiyor.

Batı Avrupa
Almanya: 1995’te kürtaj yasadışı ilan edildi ancak kadının tecavüz kurbanı olması ve kürtajın gebeliğin ilk 12 haftasında gerçekleştirilmesi durumunda kürtaj yapılırsa kadın ya da doktor hakkında dava açılmıyor. 12 haftayı aşan gebelik sürelerinde kürtaj sadece annenin ruhsal ve fiziksel sağlığının tehlikede olması durumunda yapılabiliyor.

İngiltere: 1967 Kürtaj Yasası’ından bu yana kürtaj serbest ancak iki doktor tarafından sebeplerinin belirtilmesi ve izin verilmesi şartı aranıyor. Gebeliğin ilk 24 haftasında annenin ruhsal ve fiziksel sağlığını korumak, fetal anomali, sosyal ve ekonomik nedenlerle gebelik sonlandırılabilir. Ciddi hayati tehlike durumlarında kürtaj için gebelik süresi sınırlaması yok. İngiltere’de her yıl 200.000 kürtaj operasyonunun gerçekleştiği tahmin ediliyor.

Yunanistan: 1986 yılından beri, hamileliğin ilk 12 haftasında kürtaj yasal. Tecavüz ve ensest durumlarında yasal süre 19 haftaya, fetal anomali durumunda ise 24 haftaya kadar çıkabiliyor. Liberal kürtaj yasalarına rağmen kürtaj hizmetlerinin reklamı yasak.

İrlanda: 1861’de kürtaj her koşulda yasaklandı. 1983’te kadının yaşam hakkıyla fetüsün yaşam hakkını dengeleyen bir anayasa değişikliği paketiyle ülkenin kürtaj kısıtlamaları güçlendirildi. 1992’de 14 yaşında tecavüze uğrayan bir kız çocuğunun intihar edebileceği gerekçesiyle mahkeme kız çocuğunun kürtaj için İngiltere’ye seyahat edebileceğine hükmetti. Her yıl 7.000’den fazla İrlandalı kadının kürtaj için İngiltere’ye seyahat ettiği tahmin ediliyor.

İspanya: Annenin hayatı veya beden ve ruh sağlığının tehlikede olduğu durumlarda kürtaj yasal. Tecavüz olaylarında 12 haftaya kadar, fetüs bozukluğunda ise 22 haftaya kadar kürtaj yasal. Sosyalist parti savunucuları daha liberal kürtaj yasaları talep ederken, kürtaj karşıtları kürtajın zaten yeterince erişilebilir olduğu görüşünde.

İsveç: 1974 yılından bu yana, kürtaj hamileliğin ilk 18 haftası içinde her koşulda yasaldır. Bu noktadan sonra ise Sağlık ve Refah Ulusal Kurulu izin verdiği takdirde ya da annenin hayatı veya beden ve ruh sağlığının tehlikede olduğu durumlarda yasaldır. Bugüne kadar İsveç’te kürtaj konusu siyasi açıdan tartışmalı bir konu olmamıştır.

Doğu Avrupa
Letonya: 1982’de sağlık nedenleriyle kürtaj 28 haftaya kadar yasallaştı. Beş yıl sonra anne veya kocasının hapse girmesi, boşanma ve tecavüz gibi tıp dışı nedenler de yasal kapsama alındı. Diğer durumlarda kürtaj cezalandırılıyor.

Polonya: 1993 yılında kabul edilen yasayla anne hayatını ve beden sağlığını korumak amacıyla kürtaj gebelik boyunca yasallaştı. Gebeliğin ilk 12 haftasında kürtaj, tecavüz, ensest veya fetal anomali durumlarında da yasal.

Rusya: Kürtajı resmi olarak serbest bırakan ilk ülke Rusya'dır. 1920 yılında hangi sebeble olursa olsun cenin aldırmak bu ülkede suç olmaktan çıkmıştır. Bunun sonucunda ise Rusya'da 1934 yılında 700.000 kürtaj operasyonu rapor edilmiştir ki bu sayıya resmi olmayan operasyonlar dahil değildir. 2003’ten bu yana gebeliğin 12 – 22 haftaları arasında yapılan kürtaj yasal kabul edilmiştir.

Slovenya: 1977’den bu yana yürürlükte olan kürtaj yasaları kapsamından 10 haftaya kadar kürtaj yasaldır ve sağlık sistemi kapsamında ücretsizdir. 2006’da doğum oranının artması için sadece annenin hayati tehlikesinin bulunduğu ve tıbbi gerekliliğin olduğu durumlarla sınırlayarak yasa kapsamını daraltılmasını öneren Emek, Aile ve Sosyal İşler Bakanı’nın derhal istifa etmesi istendi ve öneri düştü.

Afrika
Nijerya: Kürtaj, sadece annenin hayatını korumak için ise yasal.

Senegal: Annenin hayatını koruma amacı dışında kürtaj yasadışı. Kürtaj hakkını kazanmak için iki hekimin annenin sağlığının tehlikede olduğuna hemfikir olması ve hekimlerden birinin mahkemece onaylanan listede olması şartı var.

Güney Afrika: 1996’dan beri kürtaj, hamileliğin ilk 3 ayında durum annenin sosyal ya da ekonomik durumunu kötü etkiliyorsa, annenin fiziksel veya ruhsal sağlığı risk altında ise yasal. Fetüs ve anne sağlığı tehlikede ise 20. haftadan sonra kürtaj yine yasal.

Zimbabve: 1977 yılında kürtaj anne sağlığının risk altında olduğu, hamileliğin ensest ve tecavüz gibi yasadışı bir ilişki sonucu gerçekleştiği, fetüsün tehlikede olduğu durumlar için yasal kılındı. Ancak her durumda resmi izin ve evrak isteniyor. Bu da kadınların yasadışı kürtaja yönelmesine sebep oluyor.

Orta Doğu

Tunus: Diğer Müslüman ülkelerle karşılaştırıldığında, Tunus’un liberal kürtaj politikaları mevcut. Kürtaj, ilk 12 haftada ve 12 haftadan sonra annenin fiziksel veya ruhsal sağlık riski olduğu ve fetal anomali olgularında yasal. Ancak toplumun geleneksel olduğu bölgelerde tabu kabul edilen evlilik dışı ilişki, evlilik öncesi seks sonucu oluşan gebeliklerde doktorlar kürtaj işlemi için isteksiz olabilildiğinden kadınlar sık sık yasadışı kürtaja başvuruyor.

Mısır: 1937 Mısır Ceza Yasası kürtajı her koşulda yasaklamış ancak ceza hukuku “gereklilik” durumunda esneklik sağlıyor. Hekimlerden oluşan bir komitenin kanun çerçevesinde kürtajın kabul edilebilir olduğunu onaylaması gerekiyor.

İran: Kürtaj 1979 İslam Devrimi'nden bu yana İran'da yasadışı ve hiçbir açık istisnası yok. Ancak İran yasaları bir kişinin hayatını kurtarmak sözkonusu olduğunda bu konuda izin verebiliyor. Bu da “hayati tehlikesi olan anne kürtaj olabilir” çıkarımını yapmamızı sağlayabilir. 2005’te İran parlementosu fetal bozuklukların ileride ekonomik yük getireceği gerekçesiyle gebeliğin ilk 4 ayında kürtaja izin veren bir tedbir kararı almış ancak İran Muhafız Konseyi kararı durdurmuş.

İsrail: 1977’de annenin hayatını kurtarmak ya da onu ruhsal veya fiziksel sağlığı korumak için çıkarılan bir kanunla kürtaj yasallaşmış. Tecavüz, ensest, fetal yetersizlik, toplumsal koşullar gibi geniş bir yelpazede kürtaj yasal. 1979’da toplumsal koşullar yasal kapsamdan çıkarılsa da bu konuda hoşgörü devam etmekte. Her kürtaj bir sosyal hizmet uzmanı ve iki hekimden oluşan bir tıbbi komite tarafından yetkilendirimek zorunda.

Asya
Çin: Kürtaj Çin’de tamamen serbest ve herhangi bir gebelik süresi kısıtlaması yok. Cinsiyet tercihli kürtaj yasak olmasına rağmen, uzmanlar Çin’in “her aileye 1 çocuk” politikasından dolayı dişi fetüslerde kürtajın daha yaygın olduğunu söylüyor. Bugün tahminen her 100 kız bebek doğumuna karşılık, 120 erkek bebek doğmaktaymış.

Hindistan: Gebeliğin ilk 20 haftasında tecavüz, fetal anomali, sosyal – ekonomik nedenler, anne ruh ve beden sağlığı sözkonusu olduğunda kürtaj serbest ancak 12. haftadan sonra kürtaj için bazı prosedürler mevcut. Dişi fetüslerin cinsiyet tercihli kürtaja kurban edilmelerini önlemek amacıyla doğum öncesi cinsiyet öğrenme testleri yasaklanmış.

Japonya: Kadın hayatta kalmak ve fiziksel sağlığını korumak için gebeliğin ilk 24 haftası içinde kürtaj olabiliyor. Tecavüz vakaları, sosyal ve ekonomik sebeplerle kürtaj da yasal.

Filipinler: 1930’dan bu yana Filipinler’de kürtaj yasadışı. Kürtaj için tek geçerli neden anne hayatının tehlikede olması ve bu da tıp uzmanlarından oluşan bir kurulun iznine tabi...

Kabaca bakıldığında bile istatistikler gelişmiş ülkelerle gelişmemiş ülkeler arasındaki kürtaj tutumunun ve yasalarının farkını, getirdiği / getirebileceği sonuçları ortaya koyuyor. Türkiye’de şuan yürürlükte olan kürtaj yasasının gelişmiş ülkelerdeki yasalarla benzeştiği ortada. Hükümetin “Kürtaj cinayettir.” söylemi paralelinde gelecek vadede getirmeyi planladığı yeni düzenlemelerin ise yasadışı sağlıksız kürtaj ve sakat bebek doğumlarının çoğalması bir yana, ülkede sosyal bir kaosa yol açması kaçınılmaz görünüyor.

28 Mayıs 2012

Debdebe

Debdebe: isim
Debdebeli: sıfat

Arapça'dan dilimize girmiş, şaşaa, görkem, tantana, gösteriş gibi anlamlarda kullanılagelen, söyleyene, en azından bana çok zevk veren bir kelime. Yapılanı gizliden yadırgar, küçümser, aşağılar bir tavrı da var sanki. Türk Dili Kurumu gibi ben de örnek cümle kurayım:

Debdebeli kıyafetine rağmen güzel görünmüyordu. (görkemli, şaşaalı anlamında)

Bu kadar debdebeye ne gerek vardı? (tantana, gösteriş anlamında)


22 Mayıs 2012

Eskiye Takılıp Kalmak ya da Kuşak Farkının Engellenemezliği

En sevdiğim oyunlar hep televizyona bağlanan atari oyunları döneminin oyunları... Meşhur Pacman'in bir başka versiyonu olan Pacxon da bunlardan biri.


Bilgisayar oyunu piyasası her geçen gün dallanıp budaklanarak über yenilikler sunarken, ben hâlâ internetten eski atari oyunlarını arayıp bulup oynamak peşindeyim. İşte tam da benim bunu yaptığım noktada kuşak farkı denen şey kendini belli etmeye başlıyor. Hızlı gelişen teknoloji, özellikle de internet, kuşaklar arasında fark oluşma süresini azaltırken, mevcut kuşak farklarında da değişimler yarattı. Yaşlıların da internet kullanması, vb. gibi şeylerin kuşak farkını azalttığı da bir gerçek.

Kabul etmem gerekiyor ki, bu oyun meselesinde ben eski kuşağım. Araya şu kuşak farkı meselesini de sıkıştırdığıma göre yazıyı bitirebilirim. Özetle, Pacxon oyununu çok seviyorum.

19 Mayıs 2012

Acuvue Oasys mi PureVision 2 mi?




En az 2 yıldır Johnson & Johnson’ın Acuvue Oasys numaralı şeffaf kontakt lenslerini kullanan biri olarak internette hakkında çok fazla bilgi bulamadığım ancak Bausch & Lomb’un ismiyle dikkat çeken, Purevision 2 olup, Purevision 2 HD olarak lanse ettiği kontakt lenslerinden denemek için 1 çift sipariş ettim. Acuvue Oasys’ten ne kadar iyi olabilirdi ki bu yeni lens?

Acuvue Oasys’in kalitesi ve rahatlığı tartışılmaz ancak yeni rakibiyle boy ölçüşüp ölçüşemeyeceğini merak ediyordum. 1 aylık Purevision 2 deneyimimin ardından her iki lense kendi belirlediğim, benim için öncelikli olan kriterler üzerinden notunu vereceğim.


Acuvue
Oasys
Purevision
2 HD

İNCELİK
+



OASYS KESİNLİKLE DAHA İNCE.
GÖZE OTURMA


+

PUREVISION GÖZE DAHA İYİ OTURUYOR. GÖZÜN İÇİNDE OASYS KADAR ÇOK HAREKET ETMİYOR.
NEMLİLİK
+

+

OASYS DAHA YUMUŞAK GİBİ
ANCAK ÇOK FARK YOK.
EKRANA BAKARKEN


+

OASYS KAYMA VE BULANIKLIK YAPIYOR AZ DA OLSA, PUREVISION’DA BU PEK YOK.
UYKUDAN UYANMA


+

OASYS SABAHLARI GÖZE YAPIŞABİLİYORKEN PUREVISION İLE UYANMAK DAHA KOLAY.
ÇAPAK


+

OASYS ÇOK FAZLA ÇAPAKLANMA YAPIYOR, PUREVISION’DA BU DURUM YOK DENECEK KADAR AZ.
KURULUK
+

+

İKİSİ DE ÇABUK KURUMUYOR ANCAK PUREVISION’UN PERFORMANSI DAHA İYİ.
BATMA
+

+

İKİSİ DE GÖZDE BATMA HİSSİ OLUŞTURMUYOR.
NET GÖRÜŞ


+

ÖZELLİKLE GECE NET GÖRME KONUSUNDA PUREVISION DAHA İYİ.


Genel bir değerlendirme yapılacak olursa, Purevision fiyat olarak Acuvue Oasys’ten 5 – 10 TL daha pahalı ancak performans açısından kesinlikle daha üstün. 1 aylık deneyimin ardından Purevision 2 HD kullanmaya karar vererek ilk aşkım Acuvue Oasys’ten ayrılmaya karar verdim. Purevision 2 kullanmak konusunda kafasında soru işaretleri olan kontakt lens kullanıcılarına bu değerlendirme belki biraz fikir verir. Her gözün yapısının ve tepkilerinin farklı olabileceğini akıldan çıkarmamak lazım tabii. Tüm kontakt lens dostlarına net görüntülü ve sağlıklı günler dilerim.

19.05.2012

2013 eklemesi: Purevision 2 HD kullanmaya memnuniyetle devam etmekteyim. 

2014 güncellemesi: Kullanmaya devam ediyorum :) 

2018 güncellemesi: Artık lens kullanmıyorum, Lasik operasyon geçirerek gözlük ve lens maceramı sona erdirdim.

1 Mayıs 2012

1 Mayıs

Circus Charlie, 1984, Konami
80'lerde çocuk olup, az çok atari oyunlarıyla haşır neşir olmuş herkes bu oyunu tanır.
Oyunun adı Circus Charlie.
1984 yılında Konami tarafından piyasa sürülmüş pek çok oyundan sadece biriydi.
Şimdiyle kıyaslarsak bütün atari oyunları masumdu ancak Charlie başkaydı...

Sirkte çalışan, yetenekli, kimi kimsesi olmayan, kendini işine adamış, ekmeğini taştan çıkaran bir emekçiydi Charlie. Aslanına binip ateşten çemberlerden geçer, ipte yürür, yetmezmiş gibi karşıdan gelen maymunların üstünden zıplar, toptan topa düşmeden atlamaya çalışır, atla 100 metre engelli koşar hatta trapezde türlü gayretler gösterirdi.

Sizden para pul istemez, sadece onu yönlendirmenizi beklerdi.
Kimi kimsesi var mıydı bilinmez...

Senin de İşçi Bayramı'n kutlu olsun Circus Charlie.
Her neredeki sirkte çalışıyor veya çalıştırılıyorsan...

9 Nisan 2012

Güle Güle Meral Okay...


Işıklı yüzünle, hüzünlü duruşunla, güçlü kadınlığın, yazdığın şarkı sözleri, dizi senaryoları, güçlü replikler, sağlam karakterler ve sempatik oyunculuğunla bildim seni. Hep iyi bildim. Bu yağmurlu Nisan sabahı gitmeni beklemiyordum. Ah, dedim. Diyecek bir şey bulamadım. “Bak bak, bu karakterin repliklerini sanki kendi söyler gibi, kendi aşkını, yalnızlığını, hüznünü anlatıyor gibi yazmış!” diyemeyeceğim artık yanımdakilere dizi izlerken. Güzel sözlerin, insanlığın, yaptıkların kalacak geriye. Herkesin imrendiği o saf aşkın fotoğrafı aklımda, kapına çıkarılan rugan ayakkabılarının burukluğu içimde, yâd edeceğim güzel adını seni her düşündüğümde… 
Huzur içinde yat güzel kalpli güzel kadın...

8 Nisan 2012

Arım Balım Peteğim

Yeni eserimin adı bu. Arım Balım Peteğim.
Yine bir can sıkıntısı anında Paint'e tıklama gafletinde bulundum ve böyle bir şey çıktı ortaya. Kübizmden beslenmiş bir eser daha! Pembeyle bejin uyumu yanında yeşilin sarıyla oluşturduğu masum ve bir o kadar isyankar tavır sizin de dikkatinizi çekecek mi bakalım?


6 Nisan 2012

Pepsi'nin Nafile Çırpınışları

Tamam, Coca Cola tekel olmasın, Pepsi de olsun, Cola Turka da, Le Cola da... Le Cola'nın zaten reklama ihtiyacı yok - kitlesi belli, Cola Turka forma üzerinden reklam yapıyor, Coca Cola saçmalıklara girmeden istikrarlı - tutarlı reklamlarını yayınlamaya devam ediyor. Coca Cola'nın en güçlü rakibi olduğu halde, durumu en vahim olan ise Pepsi. Milyonluk reklam harcamalarına rağmen bir türlü dikiş tutturamıyor.

2009'da sosyal medya henüz şimdiki kadar patlamamışken Pepsi, Türkiye reklamlarında Seda Sayan'ı oynatmıştı ve bu hususta bir yazı yazmıştım. Sonrasında Kenan İmirzalıoğlu, Hülya Avşar derken, Muazzez Abacı'lı Gönül Yazar'lı Snickers reklamının sosyal medyada getirdiği sesten etkilendiğini tahmin ettiğim Pepsiciler bu kez de Bülent Ersoy'u reklam yüzü yaptılar.

Sosyal medyada konuşulmak tabii ki önemli. Ancak yaratıcılıktan yoksun ve samimiyetsiz reklam her yerde kendini belli ediyor. Pepsi Türkiye ne yapsa olmuyor. Amaç sadece konuşulmaksa, kısa vadede başarılı projeler sayılabilirler. Görüldüğü üzere Pepsi'yi konuşuyoruz ama "gidip Pepsi alalım" motivasyonu oluşturmuyor bu reklamlar. Marka yönetmeni, reklam ajansı, artık her kimse o kişiler koltuğundan kaldırılıp daha adam akıllı fikirleri olan, daha güçlü projeler üreten birileri işi eline almalı. Böyle giderse, Pepsi bizi "yaşatırken" kendini "öldürecek"...

4 Nisan 2012

Kübik Kumkuma

Bundan böyle can sıkıntısından Paint'e sardığımda yaptıklarımı da paylaşacağım. Bu eserimin adı Kübik Kumkuma. Sanat otoritelerinden çekinmiyorum evet.



3 Mart 2012

Yersiz Dil Darbeleri

Ne zaman moda oldu bilmiyorum ama bazı insanların ota b.ka "evlat acısı gibi koydu" demeleri, ne kadar mecaz taşırsa taşısın yersiz, özensiz bir davranış. Evlat şöyle dursun, insanı kaybettiği bir kedinin, köpeğin bile acısı derinden sarsıyor. Bir de maneviyatla bu kadar ilintili bir deyimin maddi zarar ve kayıp durumlarında kullanılıyor oluşu iyice ifrit ediyor beni. Hangi maddi kaybın acısı "evlat acısı" ile kıyaslanabilir ki?

26 Şubat 2012

Zira...

26 Şubat...
Bugün bir yaşımı daha eskittim.

Facebook duvarıma yazılmış ya da özenle hatırlanarak şahsıma yapılmış kutlamalar eskisi kadar anlamlı gelmiyor ama nezaketi her daim sevdim. Eğer 18 ve öncesindeki bir yaşa adım atılmıyorsa doğum günü demek, yılda bir kez kum saatine bakıp yukarıda ne kadar kumun kaldığını tahmin etmeye çalışmak, tedirgin olmak anlamına geliyor artık.

Bir gün göçüp gittiğinde insanların bıraktığı elle tutulur şeyler bir yana, bunca yazı - çizi - sanal kalıntılara ne olacak diye düşündüm birden.

Eskiden ölen ölürdü, öldüğüyle kalırdı. Kendisi giden ama sanal profilleri, sayfaları, yaşıyormuşcasına kalan insanlar var artık. Profil resimleri, geyikler, vs...

Bir araştırmaya göre bu kalıntıların ölen hakkında yarattığı o "ölmemişlik" duygusu, geride kalanların yas süreçlerini uzatıyormuş. Umarım internet sicilimi temizleyecek ya da umursamayacak vaktim olur ölmeden önce.
Zira yasını tutmasından korktuğu sevenleri olmalı insanın.

11 Ocak 2012

Oynamak Güzeldir

Yani bir tek ben mi oynuyorum bu oyunu diye düşünüyorum bazen.
Çok fazla online kullanıcı yok gibi geliyor.
İnternette saçmasapan şeylerle vakit geçirmektense kelime oyunu oynamak daha güzel değil mi? Bence daha güzel.

Oyunus platformunda yer alan kelime oyunlarından en afillisi, en çok oynananı Wordabula'yı bilenler bilir. Bilmeyenlere ise tavsiye ediyorum. Kafayı çalıştırmak, rekabet etmek, kelime dağarcığını geliştirmek için güzel bir oyun. İster tek başına bir rakiple, ister eşli olarak iki rakiple oynanan bu oyuna henüz denk gelmediyseniz burdan buyrun...

1 Ocak 2012

Bu yazı...

1 Ocak günü yazılmadı.
2011'in son demlerinde pek bir şey karalamamışım.
Döndüm baktım, şuraya bir milatcık kondurayım dedim.
Bunu yazdığım sırada 2012'ye gireli ve yeni yıl önemini kaybedeli çok oldu.
He, zaten çok önemli miydi? Hayır.
2012 bu yazıyı yazdığım ana dek pek olumlu gelişme göstermedi.
Umut yok değil.
Umut hep var.
Olmalı...