27 Ocak 2010

İstanbul 2010 Cami Başkenti

Malum, bu sene sıra İstanbul'a geldi. Avrupa'nın Kültür Başkenti oldu. (he oldu da ne oldu onu bilemiyoruz henüz) Olayın nihai amacının turist çekmek olduğu görüşündeyim. Özene bezene çekilmiş reklam filmleri de göze hayli hitap ediyor... Bol bol kuşbakışı İstanbul görüyoruz. Ancak başlıktan da anlaşıldığı üzere İstanbul'u kültür başkenti yapan bir tek şey var, camiler!

Camiler gösterilmeliydi hiç kuşkusuz ancak tanıtım filmlerinden birisi var ki akıllara zarar, İstanbul'u hiç tanımayan biri bu tanıtım filmini izlediğinde şehrin camiden ibaret olduğunu düşünecek. Müzik dersen sokak kenarında 3-5 kişi darbuka gırnata takılmakta, tiyatrolar, anıtlar yok, yıllar yılı dillere dolanan şiş kebaplar, Türk rakısı, baklavalar yok, hepsinden önemlisi bu bol camili olan versiyonda Kız Kulesi bile görünmüyor. (oysa yıllar yılı bize İstanbul'un sembollerinden biri olarak aşılandı) Kilisede kıyılmakta olan bir nikâh sahnesiyle (kilise olduğunu sadece haçtan anlıyoruz) diğer dinlerin de nasıl rahat yaşandığı, şehrin kültürünün bir parçası olduğu imajı veriliyor. Oysa  asırlık kiliseler cenneti bir yer İstanbul. Ara sokaklarda ya da herhangi bir yerde bir kiliseyle karşılaşmamak imkânsız.
Yaklaşık 96 adet kesme (cut) yapılmış filmin kurgusunda ve kesmelerin 28'inde bariz bir şekilde camiler ön planda. Tanıtım filmlerindeki bu İslam şehri imajını mevcut hükümetin ideolojisinin yansımasına mı borçluyuz? Yoksa İstanbul'u İstanbul yapan sadece camileri mi? ("Haydi Avrupa Namaza!" sloganını kullanamayıp) "Enerjimiz İstanbul'dan" gibi yavan bir slogan ile idare edilen bu projeyi biraz daha yerden yere vurmak kimseye haksızlık olmazdı ama ne yazık ki onun bile enerjisini alamadım.

Hiç yorum yok: