7 Haziran 2011

Üç Kuruşa Beş Köfte

Trendyol’u duymayan kaldı mı bilmiyorum. Envai çeşit markanın ürününü ciddi anlamda ucuza satan bir site. Muadilleri de var ama ben sadece Trendyol’a üyeyim. Hani belki bir gün güzel bir ürün kıstırır da alırım gibisinden aldım üyeliği. Öyle çılgınlar gibi alışveriş yaptığım yok. Ama takiplerim sonunda alışveriş delisi insan sayısının sandığımdan daha fazla olduğu gibi bir izlenim edindim. Butikler genelde sabah saatlerinde açılıyor ve açıldıktan yaklaşık 10 dakika sonra satışa sunulmuş ürünlerin en güzelleri o an tükeniveriyor.

“Demek ki insanlar işe gider gitmez, sabah kalkar kalkmaz bu siteyi açıyorlar. Daha afyonu patlamadan alışverişe başlıyorlar.” dedim kendime. Sonrasında ben de sabah sabah açmaya başladım siteyi. Ama hala ne bir ucuz ayakkabı yakalayabildim, ne pantolon, ne tişört. Ürün kalsa bedeni kalmıyor. Bedeni kalan ürün varsa kesin o da çirkin olduğu için kalıyor. Mağazada kalan son güzel bluzun başında kavga eden kadınlar gibi hırs yaptırır bunlar insana.
Ha bir de fotomodelleri var Trendyol’un. Birkaç kız ve bir erkek. Yahu nasıl yaşıyor o modeller? Her ürünü tek tek giyip fotoğraflanıyorlar. Ama yakalayacağım bir gün koltukaltında ıslak ter izi olan bir fotoğraf. Yok yani. Bu kadar giyinip soyunup her seferinde fotoğraflanmak için uyumaması lazım insanın. Gözleri de çökük ya da şiş görünmüyor hiç! Velhasıl hayretler içinde takip ediyorum Trendyol’u. Evet 3 köfte 25 kuruş ama yemek istiyorsan sabah 6’da açacaksın siteyi, başlayacaksın sayfayı F5’lemeye. Ama ben Alt+F4 yapmayı tercih ediyorum.

Hiç yorum yok: