26 Haziran 2009

Avrupa Yakası'ndan Anadolu Paçasına

Daha önce hiçbir dizinin bitmesine bu kadar sevinmemiştim sanırım. Köşe yazılarında geleneksel tutumu sürekli alaya alıp eleştiren Gülse Birsel, müthiş bir geleneksel tutumun altını çizdi Avrupa Yakası projesinde... Bu tutumun adı "suyunu çıkarmak" idi. yapımcılar sözleşmeler vs. hikâye... Para herkese tatlı geldi kuşkusuz... Ülkenin en çok izlenen, takdir edilen, gülünen reyting alan dizilerinden biri olduğu gerçek. Ancak hak ettiği yergiyi ve eleştiriyi aldığını sanmıyorum.

İyi bir başlangıç yapmıştı Avrupa Yakası. Karakterler, olay örgüsü, çatışmalar, entrikalar ve espriler zekiceydi ve emek verildiği belliydi. Zamanla karakterlerin kendi içindeki tutarsızlıkları, tutulan karakterlerin ön plana çıkarılması, sürekli kimi oyuncuların yok olup her hafta yeni bir karakterin eklenmesi birkaç hafta izlemeyip sonra izleyenleri şaşırtmıştır eminim. Örneğin beni. Evet, önceleri şaşırıp adapte olmaya çalışsam da devamında soğudum ve izlemedim. Hani adı dizi sonuçta, insan biraz önceki bölümle alaka kurmak istiyor, her bölümün kendine özgü hikâyesi var takip etmek kolay da karakterleri takip etmek ve tanımak işkenceydi benim için.
O çok batılı havadaki sit kom zamanla arabeskin içine gömüldü de gömüldü. Ve Anadolu paçası oldu. Bütün karakterler evrim geçirdiler neredeyse... Hele olaylar... İlişkiler... Kimin eli kimin cebinde, kim kimin nesi? Akrabalar, ofis... Gaffur, Burhan, Şahika ve Dilber Hala gibi karakterlerin gereksiz öne çıkarılması da hataydı. Yan karakterler zaman zaman seyirciyi ele geçirip başrolü aldılar. Eh seyirci prim verdikçe, Gülse de prim verdi bu karakterlere...
Bir dizi çok izleniyor ve haliyle çok reklam alıyor diye ancak bu kadar uzatılabilirdi. Son bölümünü sırf bitiyor diye keyfimden izledim. Çekimler handycam ile yapılmış gibiydi, olay örgüsü ve diyaloglar ise tam bir fiyaskoydu. Zaten oyuncular da savsaklamanın doruklarında bir performans sergilediler... Herkes bitse de gitsek modundaydı. Neyse ki bitti, böyle de bir sit kom geçti televizyon yayıncılığı tarihimizden...
Eğer burnu halen para haricindeki şeylerin kokusunu almasını biliyorsa yeni projesinde Avrupa Yakası deneyimlerini göz önünde bulundurarak daha elle tutulur komediler yazacağını umuyorum Gülse Birsel’in... Güle güle Avrupa Yakası...

Hiç yorum yok: